Blog

Bir İklim Krizi Fenomeni: Sıcak Dalgaları

Yazan: Deniz Bayram

Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de ulusal kriz ilan edildi. Krizin gerekçesi sıcak dalgaları; alınan kararlar ile de sıcak dalgalarının oluşturduğu ölüm dahil çeşitli sağlık risklerinin ortadan kaldırılması hedefleniyor. Aşırı sıcaklara karşı kırmızı uyarı olarak adlandırılan kriz, İngiltere’de bir ilk.1

İngiltere, sıcak dalgaları nedeniyle aldığı ulusal krize bağlı kararlarda, sıcaklık artışlarının 40 dereceye varabileceğini,  trafikte hız kısıtlamaları, okulların erken tatil edilmesi, belirli -acil olmayan- hastane randevularının iptal edilmesi, yollarda erimenin önlenmesi için yollara kum dökülmesi gibi önlemler alınacağını duyururken, ulusal sağlık politikalarından sorumlu kamu kurumu NHS (National Health Service- Ulusal Sağlık Hizmetleri), olası anlık gelişebilecek ambulans ihtiyacına dikkat çekti. NHS tarafından alınan önlemler arasında, ambulansların hastaların naklini sağlarken acil birimlerin dışında otuz dakikadan fazla beklememesine dikkat çekildi. Hükümet kriz toplantısı sonrası insanları sıcaklık artışlarının neden olabileceği olumsuz sonuçlara karşı, özellikle savunmasız, kırılgan ve yaşlı komşularını sıklıkla kontrol etmeleri tavsiyesinde bulundu. 

Londra valisi, sıcak dalgaları sırasında, savunmasız bir grup olan evsizlerin korunması için özel bir karar yayınladı. Evsizler için alınan önlemler arasında, sıcaklığın pik yapmasının beklendiği zamanlarda evsizlerin soğutma sistemi olan barınma yerlerine nakledilmesi ve kentte belirli yerlerde içme suyu birimlerinin kurulması yer alıyor. 

Avrupa coğrafyasına bugünlerde yayılan sıcak dalgaları, şimdiden Portekiz, Fransa ve İspanya’da orman yangınlarına da neden olmaya başladı. Fransa’da son verilere göre, 10 bin hektardan fazla alan yandı. 

İspanya’da son 6 günde 360’dan fazla ölümün sıcaklık artışları ile bağlantılı olduğu tahmin ediliyor ve ölümlerinin artmasından endişe duyuluyor. Tüm Avrupa’da ise sıcak dalgaları ile bağlantılı ölümlerin sayısının üç bini aştığı yönünde bilgiler var. 

İklim krizinin etkilerine dair sıcak dalgaları bu yılın yeni gündemi değil. Geçtiğimiz yıl da önemli gündem maddelerinden biri olmuştu. 2021’de Kanada’da, 600 insanın sıcaklık artışlarının sebep olduğu olumsuz koşullar nedeniyle hayatını kaybettiğine, yüzde doksan birinin 60 yaş üstü olduğuna dair açıklamalar yapıldı.2

Haziran ayı ve içinde bulunduğumuz temmuz ayında sıcak dalgaları, Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Asya’yı, art arda yeni sıcaklık artışı rekorları ile vurdu. Sıcaklıklar, 40 derecenin üzerine çıktı.

İklim değişikliği bağlantılı aşırı hava olayları ve etkileri daha sadece bilimsel çalışmaların konusu olmaktan çıkıp gündelik yaşamımızda gözlemlenen, deneyimlenen hale gelmişken, iklim değişikliğine karşı karbon nötr bir yaşama geçiş konusunda azaltım politikaları kadar, değişen iklim koşullarına uyum çalışmaları kapsamında politikalar ve uygulama mekanizmaları da yaşamsal bir önem kazandı. Özellikle kentlerin planlaması, iklim değişikliğinin dayattığı yeni düzende, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına dair yeni bir yorum yapmamızı gerekli hale getiriyor. Yeni düzenin iklim krizinin neden olduğu etkilerin hesaplanmasını göz önünde bulundurması gerektiği için, etkilenen nüfusun kim olduğu ve etkilenme biçimlerinin niteliği çevresel adalet bakımından önem taşır. Kent toplumunda, sosyal ve toplumsal eşitsizlikler, kentin hangi kişi toplulukları tarafından nasıl paylaşıldığına dair önemli bir parametre sunar. Krizin neden olduğu olumsuz etkilerin bu parametrelerin çerçevesinden gözlemlemek ve ölçmek, toplumdaki derin ayrımcılık hallerini görmemizi ve bu ayrımcılığa çare olabilecek çözümleri talep etmemizi, dolayısıyla iklim krizine karşı sadece teknik ve mühendislik düzeyinde politikaları değil, aynı zamanda değişen iklim koşullarında toplumu daha eşit ve adil bir düzeni yeniden oluşturmamıza katkı sağlar. 

Bu bakış açısına  somut bir örnek, ABD’nin Oregon eyaletinde alınan idari karar ve eylem planları. Tarihsel olarak siyahlara karşı ırkçılığın yoğun olarak yaşandığı Oregon’da yapılan araştırmalar, siyahların bu bölgede kentlerde sanayinin en yoğun olduğu yerlerde yaşamak zorunda kaldığı ve kentin yeşil alanlarından ve doğal kaynaklarından yararlanmak konusunda çeşitli kısıtlamalara maruz kaldığını ortaya çıkardı. Bugün iklim politikaları alanında öncü kararlar alan eyalette, iklim değişikliği politikalarında eşitlik ve çevresel adalet politikaların merkezinde yer alıyor.3

Bugünün gündemi olan sıcak dalgalarına geri dönersek, öncelikle sıcaklık artışlarını her coğrafi bölge özelinde değerlendirmek önemli. 40 derece hava sıcaklığı, bazı coğrafyalar için bir aşırılık teşkil etmeyebilir ancak yaşadığımız kentler 40 derece gibi daha önce deneyimlenmemiş bir hava koşullarına bağlı olarak inşa edilmemişse, o kentte yaşayan nüfusun daha önce karşılaştığı bir sıcaklık değilse, 40 derecelik hava sıcaklığı İngiltere’de olduğu gibi ulusal kriz ilan edilmesini gerektiren bir aşırı hava olayı olarak ortaya çıkar. 

Friends of the Earth ve Manchester Üniversitesi tarafından yapılan ve geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir çalışma, sıcak dalgaları ve çevresel adalet konseptini bir araya getiriyor. Araştırma çalışması, İngiltere’de sıcak dalgaları karşısında savunmasız, olumsuz etkilere daha kırılgan topluluklar üzerine tespitlerde bulunuyor. Sıcak dalgalarına karşı en kırılgan grup, yaşlılar, belirli hastalıkları olan gruplar, evsizler, engelliler, yeşil alanlara erişimi olmayan veya kısıtlı mahallelerde yaşayan insanlardan oluşuyor.

Sıcak hava, kalp ve akciğerde neden olduğu olumsuz etkiler nedeniyle özellikle solunum ve kardiyovasküler hastalıkları tetikleyerek ölümlere neden olabilir. Bu nedenle solunum ve kardiyovasküler rahatsızlıkları olanlar, yaşlılar ve çocuklar özellikle kırılgan grubu oluştururlar. Çevresel adalete dair yapılan araştırmada, mevcut iklim koşullarında ve tüm iklim senaryolarında olumsuz etkilere daha açık olan kırılgan toplulukların/mahallelerin karbon ayak izinin, iklim değişikliğinden sorumluluğun bu toplulukların içinde olmayan gruplar ile karşılaştırılamayacak boyutta az olduğu da tespitler arasında. Çalışmaya göre, araştırma konusu yapılan bölgelerde siyahlar sıcak dalgalarının tehlikelerine karşı 4 kat daha fazla savunmasız. Tespit edilen 3000 en savunmasız mahallenin iklim uyum politikaları ve kamu kaynaklarının mobilize edilmesinde önceliklendirilmesi talep ediliyor.4

Aşırı Hava Olayları ve Kent Politikaları

İklim krizinin sonuçlarına ilişkin en önemli çalışma alanlarından birini aşırı hava olayları oluşturuyor. Seller, sıcak dalgaları, kuraklık, aşırı yağışlar iklim krizinin fenomenleri haline geldi. Gündelik hayatımızda köklü değişiklikler yapmamızı gerektiren bu yıkıcı sonuçlar, iklim krizinin ve krizin hangi politika ve uygulama mekanizmaları ile karşılanacağına dair toplumsal farkındalık ve mobilizasyon motivasyonunu da tetiklediğini ifade etmek yanlış olmaz.

Aşırı hava olaylarının yarattığı yeni düzende bu mesele nüfus yoğunluğu, yaşayan nüfusun çeşitli olması, yaşlı nüfusun giderek artış göstermesi özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi mega kentlerin önceliklendirmesi gereken bir konu. Kırılgan grup özelinde bir değerlendirme yapmak gerekirse, 2020 yılı TÜİK verilerine göre, İstanbul’da 1 milyon 79 bin 196 kişilik yaşlı nüfus, 61 ili geçti. Türkiye’de genel nüfusun %9,1’ini 65 yaş ve üstü 7 milyon 550 bin 727 kişi oluşturuyor.5 Yaşlı nüfusun yoğunluğu açısından İstanbul’u Ankara ve İzmir takip ediyor. İstanbul, İzmir ve Ankara’da nüfusa, yaş, hastalık varyantları, göçmen ve mültecilik, yoksulluk gibi farklı kırılganlık nitelikleri açısından baktığımızda aşırı hava olaylarının bu kent toplumlarındaki ayrımcılığı derinleştirme potansiyelini de görebiliriz. Diğer bir kırılgan grup da evsizler. Son yıllarda İstanbul’da sokakta yaşayanların sayısının giderek artış gösterdiğine ve sayının 70 bini bulduğuna dair çalışmalar var. 

Bu ayrımcılığı ortadan kaldırmayı ve iklim politikalarında eşitliği merkez alan uygulamalar hayata geçmeli. Örneğin, yaşlı insanlar için aşırı hava olaylarını ve olası etkileri haber vermek için özellikli iletişim kanalları oluşturulması, bu risk grubundaki kişilerin sıklıkla kontrol edilmesi, kentlerde yeşil alanlara daha kolay ulaşabilecekleri koridorlar oluşturulması gibi. Benzer şekilde, evsizlerin ihtiyaçlarına odaklanarak, sıcak dalgaları sırasında, klima desteği olan geçici barınma mekânlarının sağlanması, kentlerde kolay erişilebilir alanlarda soğuk su sebillerinin bulunması gibi gündelik ama yaşamsal hizmetler sunulmalı. 

Politika oluştururken dezavantajlı gruplar merkeze alındığında yüzeysel ve teknik çözümlerin ötesinde hak ve duyarlılık temelli mekanizmalar ile karşılaşırız. 

 Genç İklim Aktivisti Gruplar Sıcak Dalgaları ile Mücadelede Özellikli Birimlerin Kurulmasını Talep Etti

İklim İçin Türkiye ekibi, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere sıcak dalgalarının hissedildiği tüm şehirlerde sıcak hava dalgaları ile mücadele birimleri kurulsun” talebiyle change.org/SicaklaMucadeleEt adresinde imza kampanyası başlattı. İklim krizinin yıkıcı etkilerinden biri olan sıcak hava dalgaları her geçen yıl yaşadığımız kentlerde daha şiddetli hissediliyor. Bilimsel raporlar özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz bölgesinde sıcak hava dalgalarının ve kuraklıklığın artacağını öngörüyor.

Kentlerde  sıcak dalgaları ile mücadele birimlerinin görevleri arasında olmasını talep ettikleri konular ise; 

  • İnşaat projelerinde inşaat malzemelerinin incelenmesi ve iklim değişikliğine karşı dayanıklı malzemelerin tercih edilmesi, 
  • Yolların ve binaların ısıyı yansıtan malzemelerle ve karbın nötr olacak şekilde yeniden planlanması, 
  • Kentlerde yeşil alanların artırılması 
  • Kentin belirli noktalarında yeşil koridorlar oluşturulması 
  • Binaların karbon nötr hale getirilmesi 
  • Erken uyarı sistemlerinin kurulması 
  • Binalarda yağmur suyu hasadı uygulamalarının geliştirilmesi 

Aşırı Hava Olayları ve Temel İnsan Hakları 

Aşırı hava olaylarının insan hakları temelinde etkilerini birçok açıdan tercüme edebiliriz. Sağlık hakkı ve konut hakkı dikkatimizi çeken doğrudan etkilenen haklar. 

İngiltere’de hava sıcaklıklarının 40 dereceyi bulması hakkında, başka ülkelerde (örneğin Avustralya’da) bu sıcaklığın yüksek olmadığı yönünde tartışmalar var. Oysa, sıcaklık artışlarını sadece sıcaklığın derecesi üzerinden değil, aynı zamanda o bölgenin coğrafyası, nüfusu, yerleşim yerlerinin niteliği, yapıların dayanıklılık derecesi gibi kriterler ile bütüncül olarak değerlendirmeliyiz. İngiltere’de kent yaşamının ve yerleşim yerlerinin 40 derecelik bir sıcak havaya dayanıksız olması, ülkeyi başka bir coğrafya için aşırı kabul edilmeyen bir sıcaklık derecesi karşısında savunmasız bırakabilir. 

Son dönemde İstanbul gibi büyük şehirlerde ekonomik kriz nedeniyle konut krizi baş gösterdi. 1999 depremi sonrası Türkiye’nin deprem ülkesi olması tartışmaları konut sektöründe  depreme dayanıklılık standartları getirdi. Şimdi bu standardı iklim krizi bağlantılı aşırı hava olaylarına dayanıklılık üzerinden oluşturmamız gerekiyor. Binaların, sel gibi afetlere hazır olması zorunluluğu kadar, aşırı sıcaklıkların daha az hissedilir olması için yeni standartlarla oluşturulması gerekiyor. 

BM İnsan Hakları Komisyonu, 19 Haziran 2020 tarihli 43/14 numaralı kararı ile, taraf devletlere “iklim değişikliği kapsamında azaltım ve uyum politikaları oluşturulurken elverişli konut hakkının sağlanması konusunda stratejiler hazırlanması, etkilenen kırılgan topluluklar ile çalışmalar yapılması, çevresel olarak sürdürülebilir konut yapıları inşa edilmesi” çağrısında bulundu. 

BM Konut Hakkı Özel Raportörü, 2020 tarihli konut hakkı rehberinde şuna dikkat çekmiştir; “konut hakkı, iklim krizinin etkilerini hesaba katan ve bu krize hazır, dayanıklı konutların yapılmasını içerir.”6

İklim krizini 1.5 derecede tutmak hâlâ mümkün ama iklim sanayi dönemi öncesine göre 1.2 derece çoktan değişti. Aşılmaması gereken eşikler aşıldı. Bu da devletlere, yerel yönetimlere, kamu kurumlarına yaşamsal önemde bir yükümlülük yüklüyor: çevresel adalet ve kesişimsellik bakış açısından değişen iklime uyum politikaları ve uygulama mekanizmaları geliştirmek. 

———————————————————

1.İngiltere ilk kez aşırı sıcaklara karşı kırmızı uyarı sistemi ile ulusal kriz ilan etti.
https://www.metoffice.gov.uk/about-us/press-office/news/weather-and-climate/2022/red-extreme-heat-warning

2.One year since deadly heat waves in Canada, protections still needed: https://www.hrw.org/news/2022/05/27/one-year-deadly-heatwave-canada-protections-still-needed

3.The State of Oregon, Climate Equity: https://www.oregon.gov/lcd/CL/Documents/Climate-Equity-Blueprint-January-2021.pdf

4.Araştırma çalışmasına erişim için: https://friendsoftheearth.uk/climate/millions-risk-extreme-heat-unless-climate-goals-met

5.TÜİK yaşlı nüfus istatistikleri: https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/istanbulun-yasli-nufusu-61-ili-gecti/1990404

6.İklim Değişikliği ve Konut Hakkı BM Kararları: https://www.ohchr.org/en/special-procedures/sr-housing/climate-change-and-right-housing#:~:text=Human%20Rights%20Council%20resolution%2043,promote%20environmentally%20sustainable%20and%20sound

Written by
Change.org Türkiye Ekibi
July 28, 2022 2:09 pm