Blog

Haftanın İklim Haberleri (29 Kasım – 5 Aralık)

Türkiye’deki ders kitaplarında iklim krizi yok hükmünde

Ekosfer Derneği, ilkokul, ortaokul ve lisede okutulan ders kitaplarında iklim krizinin nasıl anlatıldığını inceledi. Dernek yetkilileri, iklim krizinin etkisi her gün artmasına rağmen bu durumdan ders kitaplarında çok az bahsedildiğine dair dikkat çekti.

Kitapların çoğunda iklim krizi konusunun doğal afetlerle ilişkilendirildiğini ve sorunun kaynağı petrol, kömür ve doğalgaz tüketimine dair net ifadeler kullanılmadığına dikkat çeken Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hazal Acar, tasarruf, filtre gibi önlemlerle konu hava kirliliğiyle karıştırılırken, çoğu kitapta salım veya emisyon yerine “salınım” yazıldığına da belirtti. Acar, “Yaptığımız tarama bize ilköğretim ve lise kademesindeki ders kitaplarının iklim konusunda birçok eksikliğe ve yanlış bilgiye sahip olduğunu gösterdi. Kitaplar arasında net bir bağlantı veya fikir birliği olmadığını da gördük. İklim krizinin başlıca kaynağının fosil yakıtlar olduğu net bir şekilde belirtilmediği gibi, çözüm önerileri de ‘kullanımı aza indirmek, filtre kullanmak’ gibi yanıltıcı unsurlar içeriyor. Türkiye’nin iklim krizinin durdurma konusundaki çabalarının yeterli olup olmadığını söylemek gibi politik bir konu da bir ders kitabının işi olmamalı. İklim krizini gerçekten durdurmak ve emisyonları hızla sıfırlamak istiyorsak, fosil yakıtlardan çıkmamız gerektiğini ve çözüm önerilerini doğru bir şekilde çocuklara anlatmalıyız” ifadelerini kullandı.

Kaynak: https://www.birgun.net/haber/iklim-krizi-her-yerde-ama-ders-kitaplarinda-yok-367729


İklim değişikliği Türkiye’de kış fırtınalarını nasıl etkiliyor?

Türkiye’yi etkisi altına alan şiddetli fırtınanın kaynağı ile ilgili BBC Türkçe’ye konuşan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, son bir haftada Kuzey Atlantik ve Kuzey Avrupa’da önemli bir basınç rüzgar deseni değişikliği olduğunu ve görece soğuk hava koşullarına, yer yer yüksek basıncın eşlik ettiğini belirtiyor.

‘Bu tip fırtınaların azalmasını bekliyoruz’

Türkiye’nin dahil olduğu Akdeniz Havzası, iklim değişikliğinin etkilerinin dünya genelinde en yoğun hissedildiği bölgelerden biri. Bu bölge aynı zamanda kuraklık ve nem gibi birden fazla fiziksel iklim sistemi koşullarının etkisi altında. Akdeniz Havzası için kuraklığın etkisi ve şiddetinde belirgin bir artış var. Ancak yağışlar için aynı çıkarım yapılamıyor. Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisiyle yaz aylarında yeni yüksek sıcaklık rekorları kırılıyor. Ancak kış aylarında buna benzer bir düşüş yaşanmıyor. Hatta iklim değişikliğinin etkisiyle kış fırtınalarının sayısı ve sıklığının azalması bekleniyor.

BBC Türkçe’ye konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü ve Afet Yönetim Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Kuzey Kutbu’ndaki genel ısınma nedeniyle yerkürede ekvator ve kutuplar arasındaki ısı farkının azaldığını ve bunun bir sonucu olarak Türkiye’de kış fırtınalarının eskisi kadar sık gözlemlenmediğini belirtiyor.

“Daha fazla pastırma yazı gözlemleniyor. Yağış rejimleri değişiyor. Kışın kar yağışları azalıyor. Bunun yerine daha çok ilkbaharda, gök gürültülü, sağanak yağış gözlemleniyor” diyor Kadıoğlu.

Prof. Dr. Murat Türkeş ise son dönemlerde hortum oluşumunda artış gözlemlendiğini belirtiyor. Türkeş, tüm bu kaotik görüntülerin, iklim değişikliğine uyum için daha hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlattığını söylüyor ve ekliyor: “Doğanın kendini savunma, etkiyi düzenleme ve geciktirme özelliklerini yok ettik. Bunu tersine çevirmeliyiz.”

Kaynak: Merve Kara-Kaşka, BBC Türkçe

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-59479857


Uluslarası Enerji Ajansı’na göre yenilenebilir enerji üretimi rekor hızda artıyor fakat ‘Net sıfır emisyon’ hedefi için yeterli değil

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) açıkladığı Yenilenebilir Enerji Raporu’na göre yenilenebilir enerji üretimi rekor düzeyde artsa da 2050’de ‘net sıfır emisyon’ hedefine ulaşabilmek için yetersiz. Ajansa göre bu hedefe ulaşılabilmesi için yenilenebilir enerji üretimindeki artış hızının 30 sene içinde yaklaşık iki katına çıkması gerekiyor.

IEA İcra Direktörü Fatih Birol, “Bu yılki 290 gigawattlık rekor yenilenebilir elektrik ilavesi, yeni bir küresel enerji ekonomisinin ortaya çıktığının bir başka işaretidir. Bugün gördüğümüz yüksek emtia ve enerji fiyatları, yenilenebilir endüstri için yeni zorluklar yaratıyor, ancak artan fosil yakıt fiyatları aynı zamanda yenilenebilir enerjileri daha da rekabetçi kılıyor” dedi.

IEA, 2026 yılına kadar yenilenebilir elektrik kapasitesinin, fosil yakıtların ve nükleer enerjinin toplam küresel güç kapasitesine eşit olacağını da sözlerine ekledi.

IEA, “2050 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi net sıfırla yoluna koymak için hükümetlerin yalnızca mevcut politika ve uygulama zorluklarını ele alması değil, aynı zamanda tüm yenilenebilir enerji kullanımları için hedeflerini artırması gerekiyor” dedi.


Bir termik santral daha istemiyoruz!

Adana’da deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanı Akkum kumsalında yapımı süren ve bölgede insan sağlığını tehdit eden EMBA Hunutlu Termik Santrali’ne dava açan Doğu Akdeniz Dernekleri gönüllü avukatı Avukat İsmail Hakkı Atal ve çevre aktivistleri santralin durdurulmasını istedi.

İskenderun Körfezi’nde mevcutta iki adet kömürlü termik santrali bulunduğu ifade eden Gamze Aktaş, Paris Anlaşması’na taraf olan Türkiye’nin yeni bir kömür santrali daha açmak yerine Hunutlu santralinin yapımını acilen durdurması çağrısı yaptı.

Adana’nın Yumurtalık ilçesi Sugözü sahilinde yaşam bulan yeşil deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanına yapılması planlanan EMBA Hunutlu Termik Santrali’nin hukuka aykırı ÇED raporu iptal edilerek inşaatın durdurulması talebi ile açılan dava öncesi yapılan basın açıklamasında termik santrallerinin halk sağlığında yarattığı zararlara dikkat çekilerek santral inşaatının durdurulması talep edildi.


Maden ocağı genişletme çalışmaları için İkizköy’ün camisi yıkıldı

İkizköy’de kömür madeni ocağının genişletme çalışmaları için, mahkeme kararları beklenmeden başlatılan yıkımlarda, minaresi yıkılan köy camisi tamamen yerle bir edildi. KARDOK gönüllü avukatı Atal, ‘Gözünü para hırsı bürümüş santralciler Allah, kitap, kutsal mabet, insan hayatı, doğal -ekolojik denge, arkeolojik eser tanımıyorlar’ açıklamasını yaptı.

İkizköy Direnişi ise, Twitter’da yaptığı açıklamalarda “İkizköy Işıkdere camisi şu an yıkılıyor. Arkeolojik kazı yapılan köy tamamen yok edilecek. Köyde Bizans dönemine ait kilise, yağhane ve mezarlıkların yanısıra 4000 yıl önceye tarihlenen eserlerin de bulunduğu söyleniyor. IŞIKDERE arkeolojik sit ilan edilmeli!” dedi.

Written by
Change.org Türkiye Ekibi
December 6, 2021 6:03 am