Blog

Haftanın İklim Haberleri (8-14 Kasım)

Dünya kazansın!

10 Kasım’da düzenlenen VakıfBank Spor Kulübü – Sarıyer Belediyesi Spor Kulübü  arasında oynanan Sultanlar Ligi Voleybol maçında genç iklim aktivistleri #Karbon0Dünya1 pankartı açtı.

“Salınan karbonu sıfırlamaya hemen bugün başlamamız gerek” diyen gençlere sen de destek olmak için imzala, paylaş:

👉 Change.org/karbonsifir


Genç iklim aktivistleri BM’yi küresel iklim acil durumu ilan etmeye çağırıyor

Aralarında Greta Thunberg’in de bulunduğu dünyanın dört bir yanından genç iklim aktivistleri, Birleşmiş Millet Genel Sekreterliği’ne yazdıkları dilekçede küresel iklim acil durumu ilan edilmesi için çağrıda bulundular.

İklim aktivistleri, bu acil durum ilanının iklim değişikliğine uyumu, iklim bilimi analizini ve halk sağlığı müdahalelerini desteklemek için kaynakların ve  teknik uzmanlığın küresel ısınmadan en fazla risk altındaki ülkelere, özellikle küçük ada devletlerine ve gelişmekte olan ülkelere aceleyle gönderilmesiyle sonuçlanacağını umuyorlar.

Birleşmiş Milletler’in bu dilekçe taslağını gördüğü ve kendi içinde tartıştığı konuşulsa da Genel Sekreterlik ofisi sözcüsü talebin yerine getirip getirilmeyeceği konusunda yorum yapmaktan kaçındı.

Kaynak: https://www.theguardian.com/environment/2021/nov/10/youth-activists-petition-un-to-declare-systemwide-climate-emergency


Türk bilim insanları COP26 İklim Zirvesi’nde konuştu: Deniz çayırlarının korunması Türkiye’nin iklim değişikliyle mücadele konusundaki en etkili yolu

Ürettikleri oksijen sebebiyle “Denizlerin Akciğerleri” olarak da bilinen deniz çayırları Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelesinde en etkili yolu olarak ele alındı.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi 26’ncı Taraflar Konferansı’nda (COP26) küresel ısınma ve sera gazı salım oranlarını azaltmak için ne yapılabileceği konusuyla ilgili İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve TÜDAV Başkanı Prof. Bayram Öztürk ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Prof. Dr. Ergün Taşkın konuşma yaptı.

Prof.Dr. Öztürk, iklim değişikliğinin sadece karayı etkilemediğini solunan havanın yüzde 50’sinden fazlasını sağlayan denizlerde de iklimlerin çok çabuk değiştiğini vurgularken, “Denizlerdeki oksijen üreten fabrikalar olan tek hücreli bitkisel canlıların yaşam döngüsündeki düzenin değişmesi bizleri de etkileyecek. Çünkü nüfusun önemli bir kısmı kıyılarda yaşıyor, Türkiye’de 27 il kıyısal alanda bulunuyor. Kıyılar ekosistemin en nazik, en doğurgan ama bir o kadar da kırılgan alanlarıdır. Kıyılarda yaşayan insanlar denize, suya, balığa bağımlı, günlük yaşamları denizle iç içedir” dedi.

Akdeniz’de endemik olarak bulunan deniz çayırlarının Türkiye kıyılarındaki azalma ve çekilmesinin mutlaka durdurulması gerektiğini belirten Prof.Dr. Bayram Öztürk, “Çünkü bu çayırlar yabancı istilacı türlere ve iklim değişikliğine karşı bizleri koruyan ana habitatlar yani yaşam alanlarıdır” diye konuştu. 

Kaynak: https://www.dha.com.tr/istanbul/iki-turk-bilim-insani-bm-iklim-degisikligi-konferansinda-konustu-deniz-cayirlari-korunmali/haber-1859327


42 ülke sağlık sistemlerini sürdürülebilir ve düşük karbonlu yapma sözü verdi

Glasgow’da gerçekleşen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26’ncı Taraflar Konferansı’nda (COP26) COP26 Sağlık Programı’nda yer alan bir grup ülke iklime dayanıklı ve düşük karbonlu sağlık sistemleri geliştirme sözü verdi.

Söz konusu program aralarında Bangladeş, Butan, Pakistan ve Sri Lanka’nın da bulunduğu 47 ülkeyi kapsıyor. Ülkelerden en az 42’si sağlık sistemlerini daha sürdürülebilir ve düşük karbonlu hale getirmek için dönüştürme sözü verdi.

Ülkelerden 12’si ise 2050’de veya öncesinde net sıfır karbon emisyonuna ulaşacaklarını söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Sekreti Tedros Adhanom Ghebreyesus ise “Sağlığın geleceği, salgın hastalıkların, pandemilerin ve diğer acil durumların etkilerine ve aynı zamanda aşırı hava olayları ve hava kirliliği ile ilgili çeşitli hastalıkların artan yükü dahil olmak üzere iklim değişikliğinin etkilerine dayanıklı sistemler üzerine inşa edilmelidir” dedi.

Kaynak: https://yesilgazete.org/cop26-42-ulke-saglik-sistemlerini-surdurulebilir-ve-dusuk-karbonlu-yapma-sozu-verdi/

Genç iklim aktivistleri: Boş vaatler değil bağlayıcı yasalar talep ediyoruz

Türkiyeli genç iklim aktivistleri, İskoçya’nın Glasgow kentinde devam eden BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26’ncı Taraflar Konferansı’nda (COP26) konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un açıklamalarına iklim krizine karşı bağlayıcı yasalar talep ettikleri kampanyalar ile cevap verdi.

Genç iklim aktivisti Duru Barbak:

“Türkiye Paris İklim Anlaşması’na taraf olarak tarihi bir hatanın kıyısından döndü ve iklim mücadelesine katıldı. Fakat mücadele bitmedi, henüz başlıyor. Göstermelik sözler ve politikalara değil, kararlı eylemlere ihtiyacımız var. Türkiye acilen alanında uzman, objektif bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının yer alacağı bir kurul kurarak, 2053 karbon nötr hedefinin nasıl gerçekleşeceğine dair yol haritası oluşturmalı. 

“Bugün bu taahhütleri veren siyasetçiler 2053 yılında şu anki mevkilerinde olmayabilir ama 2050 bizim geleceğimiz ve bu tarihten önce Türkiye’nin sorumluluğunu yerine getirmesi için takipçi olacağız. Kısa bir süre içinde 15 binden fazla imzacının destek verdiği kampanya taleplerimizi Türkiye Genç İklim Hareketi olarak yineliyoruz:

  • İklim acil durumunun gerektirdiği gibi bağlayıcı yasalar ile 2050/2053 net sıfır hedefi yasal güvenceye bağlansın. 
  •  Karbon emisyonuna neden olan tüm sektörler için gerçekçi ama kararlı emisyon azaltım hedefleri oluşturulsun. 
  •  Karbon nötr hedefi yol haritasının oluşturulacağı kurullara bağımsız ve alanında uzman bilim insanları ile sivil toplum kuruluşları ve gençlik temsilcileri daimi üyeler olarak dahil edilsin. İklim krizine karşı bilim kurulu kurulsun. 
  • 2030 yılından geç olmamak üzere kömürden çıkış taahhüdü verilsin ve planlanan kömür projeleri iptal edilsin, yeşil enerjiye aktarılan bütçe artırılsın.

‘Ormanlar orman kalsın, başka amaçla kullanılmasın’

Arzu Yayıntaş:

Türkiye bu yıl tarihinin en büyük orman yangınları ile karşı karşıya kaldı. On binlerce hayvan evini kaybetti, yüz binlerce hektar orman alanımızı kaybettik. Bu süreç bize sadece iklim krizinin yıkıcılığını değil aynı zamanda, iklim krizinin bu yıkıcılığına karşı nasıl hazırlıksız olduğunu gösterdi. Ormanlarımız yanarken, Türkiye’de, 1 milyon 47 bin 200 futbol sahasına denk gelen 748 bin hektar ormanımızın maden, enerji, ulaşım ve yapılaşma ihtiyaçları nedeniyle orman dışı amaçla kullanılıyor. Çünkü orman kanunu, hala kirli enerji projeleri nedeniyle ormanların yok edilmesine izin veriyor. Bugüne kadar kampanyama imza veren binlerce kişi ile birlikte, Türkiye’nin net sıfır hedefine ulaşabilmesi için iklim krizinin yıkıcılığına karşı uyum yasaları çıkarmasını, orman yangını, aşırı hava olayları gibi iklim felaketlerine hazırlıklı olmasını ve orman yasasını değiştirerek ormanların kirli enerji, maden projeleri için yok edilmesinin durdurulmasını talep ediyorum” 

Kampanyaya ulaşmak için 👉 Change.org/orbannobeti

Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz:

Türkiye’nin geç de olsa Paris Anlaşması’na taraf olması olumlu bir adımdı ancak yeterli değil. Türkiye’nin kömürden çıkış takvimini acilen açıklaması, nükleer santral planlarından vazgeçip bu kaynağı yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine aktarması gerekiyor. Açıklanan net sıfır hedefine ulaşmak için de somut planlara ve ekonomide ciddi bir dönüşüme ihtiyacımız var.

“Bu kapsamda Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı’nı da net sıfır hedefiyle uyumlu olacak şekilde güncellemesini bekliyoruz. Elbette Türkiye’nin üzerine düşeni yapması kadar uluslararası alanda da daha fazla gecikmeden bizi 1,5 derecenin altında tutacak bir ortak taahhüdü en kısa zamanda görmek istiyoruz. Gelişen ülkelere verilen desteğin artırılması, yutakların korunması ve uyum gibi konularda da daha somut adımların atılmasına ihtiyaç var.

“Başta zengin ülkeler olmak üzere herkesin daha az tüketmeyi merkeze alacak bir ekonomik modele geçişi de kabullenmesi gerek. Müzakerelerde ve çeşitli projeksiyonlarda gördüğümüz en büyük eksiklik ise çözümün mevcut ekonomik sistemin devamıyla sağlanacağına inanılması. Sadece teknolojik tercihlerle dönüşüm mümkün değil, dünyanın kaynakları sınırlı ve bunları doğru ve adil bir şekilde kullanmayı, tüketimi azaltmayı hepimiz öğrenmeliyiz.”


Erdoğan: 2’nci ve 3’üncü nükleer santral hazırlıklarına başlayacağız

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Hizmet Binası ve Yapımı Tamamlanan Enerji Santrallerinin Açılış Töreni’ne katıldı.

Açılışta konuşma yapan ve Akkuyu Nükleer Santrali’nin ilk ünitesini 2023 yılında devreye almayı planladıklarını belirten Erdoğan, “Böylece Türkiye’yi dünyada nükleer enerjiyi işleyen ve kullanabilen sınırlı sayıdaki ülkeler arasına dahil etmiş olacağız. Akkuyu’nun ardından süratle 2’nci, hatta 3’üncü nükleer güç santralimiz için hazırlıklara başlayacağız. Her ne kadar çevrecilik adına sokakları yakıp yıkanlar, attığımız her adım gibi bunu da eleştirseler de biz nükleer enerjiyi ülkemize kazandırmakta kararlıyız. Dünyanın 32 ülkesinde 443 nükleer güç santrali halen faaliyetteyken ‘Türkiye nükleer enerjiye sahip olmasın’ demek ihanet değilse gaflettir. Ülkemizin temiz nükleer enerjiye ulaşma çabalarını dile dolayanların, çevre duyarlılığından ziyade başka gündemlerle hareket ettiği açıktır.” dedi.

Kaynak: https://yesilgazete.org/erdogan-duyurdu-2nci-ve-3uncu-nukleer-guc-santrali-icin-hazirliklara-baslanacak/


Türkiye, iklim karnesi açıklanan 60 ülke arasında 42’nci sırada yer aldı

İskoçya‘nın Glasgow kentinde süren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26’ncı Taraflar Konferansı (COP26) kapsamında içinde Türkiye’nin de bulunduğu 60 ülke ve bütün olarak Avrupa Birliği’nin iklim karnesi açıklandı.

İklim Değişikliği Performans Endeksi (Climate Change Performance Index), küresel seragazı emisyonlarının %92’sini kapsıyor ve ülkeleri politika, emisyonlar, yenilenebilir kaynaklar ve enerji kullanımı olmak üzere dört kategoride değerlendiriyor.

Ülkeler “çok yüksek” ve “çok zayıf” arasındaki 5 puandan birini alarak değerlendirmeye tabii tutuluyor. Endekste hiçbir ülkeye “çok yüksek” notu verilmedi çünkü “hiçbir ülke tehlikeli iklim değişikliğini önlemek için yeterince çaba göstermiyor”.

İklim endeksinde Türkiye 60 ülke arasında 42’nci gelirken yenilenebilir enerjilerde “yüksek”, emisyonlarda “düşük”, enerji tüketimi ve iklim politikalarında ise “çok düşük” not aldı.

Listede en iyi performans gösteren ülkeler şu şekilde: Danimarka, İsveç, Norveç, Birleşik Krallık ve Fas. Son beşte ise Kazakistan, Suudi Arabistan, İran, Kanada ve Tayvan yer alıyor.

Kaynak: https://www.iklimhaber.org/turkiye-iklim-politikalarinda-sinifta-kaldi/

Written by
Change.org Türkiye Ekibi
November 14, 2021 6:16 am